loading

Batı ve Doğu ülkelerinde aldığı tıbbi eğitimler ve katıldığı operasyonların ardından bunları özümseyerek yurda dönen Doç. Dr. Ali Ovayolu, edindiği tecrübelerle birlikte Gaziantep Özel Liv Hospital hastanesinde hizmet vermeye devam ediyor.
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Ovayolu, gerçekleştirdiği tüp bebek uygulaması ile birçok aileyi çocuk sahibi yaparken, cinsel yol ile bulaşan ve vücutta kanser oluşturan Human Papilloma Virüsü’ne (HPV) karşı geliştirilen aşıya da dikkat çekiyor. “En büyük amaçlarımızdan birisi, sanayi ve üretim şehri olan Gaziantep’i sağlıkta da bölgemizin üssü haline getirmek olmalıdır” dedi. 

‘DOÇ. DR. ALİ OVAYOLU KİMDİR?’

Kısa özgeçmişinden bahsederek kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olma sürecini değerlendiren Ovayolu, “Gaziantep’te doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Gaziantep’te tamamladım. Çukurova Tıp Fakültesinden mezun oldum. 2006 yılında ihtisasımı tamamlayarak, Kadın hastalıkları ve Doğum uzmanı olmaya hak kazandım. Akademik çalışmalarıma 2007 yılında Londra’da perinatoloji (riskli gebelikler) alanında önemli çalışmaları olan Prof. Dr. Nicolaides ile devam ettim. Memleketime hizmet vermeye karar verdim ve yurda döndüm” ifadelerinde bulundu. 

‘BATI İLE DOĞU ÜLKELERİNİN TIBBİ İLİMLERİNİ SENTEZLEYEREK MEMLEKETİM GAZİANTEP’E HİZMET VERMEYİ HEDEFLEDİM’

Ali Ovayolu, Batı ve Doğu ülkelerinden elde ettiği tıbbi bilgileri sentezleyerek Gaziantep’te uzmanlık alanında hizmet vermeyi hedeflediğini söyledi. Yurtdışında aldığı tıbbi eğitimlerin ve yaptığı birçok bilimsel araştırmaların ardından memleketi Gaziantep’e gelerek Özel Liv Hospital Hastanesi’nde hizmet vermeye başladığını açıklayan Ovayolu, “Askerlik hizmetimden sonra, Gaziantep’te birkaç özel hastanede kısa süreli çalışma deneyimim oldu. Bu esnada Hindistan’da endoskopi (kapalı ameliyatlar) eğitimi aldım. Ege Üniversitesinde Prof. Dr. Fatih Şendağ’ın verdiği endoskopi (laparoskopi-histeroskopi) eğitimlerine de katıldım. Daha sonra Gaziantep Cengiz Gökçek Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları hastanesinde göreve başladım, 12 yıl süre ile devam ettim. Endoskopi, tüp bebek, gebelik takibi ve jinekolojik operasyonlar üzerinde yoğunlaştım. Binlerce çocuğun sorunsuz bir şekilde dünyaya gelmesine yardımcı oldum. İsviçre’de laparoskopi eğitimlerine katıldım. Almanya’da ileri düzey jinekolojik operasyonlar eğitimlerine katıldım. Ardından Roma’da Ulusal kanser enstitüsünde single port (tek giriş) ile jinekolojik laparoskopi eğitimi aldım. Yani hem batıdan, hem doğudan ilmi alarak, memleketime getirmeye çalıştım. Çok sayıda operasyon ve tedaviyi başarı ile gerçekleştirdim. Ulusal ve uluslararası birçok kongrede katılımcı ve eğitimci olarak bulundum, şehrimizi temsil ettim. Çok sayıda makalem ve sunumlarım yurt içi ve yurtdışında kabul gördü. Nihayetinde 2020 yılında doçent unvanını almaya hak kazandım. Mesleğim ile ilgili ulusal ve uluslararası birçok derneğe üyeliğim mevcuttur. Liv hospital’ın tüp bebek ünitesini aktive etmem gibi bir talepleri oldu, kabul ettim. Gaziantep’e bir şeyler katabilmek adına çalışmalarıma devam ediyorum. Yürüyüş yapmayı severim. Düzenli kan bağışı yaparım. Herkese kan bağışı ve organ bağışını da öneriyorum. Bana en büyük desteği sağlayan eşim ve çocuklarımla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Fırsat buldukça turistik gezilere ve sosyokültürel aktivitelere katılmaya çalışırız. Gaziantep’i seviyoruz, bu şehirde yaşamayı planlıyoruz” diye konuştu. 

‘TÜP BEBEKTEN DOĞUMA SLOGANI İLE HASSAS ÇİFTLERİMİZİN YANINDA OLUYORUZ’

Ovayolu, tüp bebek tedavisi ile çocuk sahibi yaptığı aileleri ‘tüp bebekten doğuma’ sloganıyla başından sonuna kadar tedavi ettiğini söyledi.  Kısırlık ve tüp bebek tedavilerine yoğunlukla Gaziantep’te devam etmekle birlikte, talep üzerine diğer illerde de sağlık hizmeti sunabildiğini dile getiren Ovayolu, “İhtisasımın bitimine yakın açılan Malatya Doğufertil Tüp bebek merkezindeki Prof. Dr. Recai Pabuçcu ve ekibi, tüp bebek ile tanışmamı sağladı. Ancak mecburi hizmet, askerlik vs. nedeniyle ayrılmak zorunda kaldım. Daha sonra Türkiye’nin en yoğun tüp bebek merkezlerinden birisi olan İstanbul Zeynep Kamil Eğitim ve Araştırma Hastanesi tüp bebek ünitesinde Tüp bebek sertifikamı aldım ve bilimsel çalışmalarda bulundum. Birçok tüp bebek merkezinin kuruluşunda ve denetlenmesinde görevlendirildim. Üreme Tıbbı ve Cerrahisi ile ilgili ulusal ve uluslararası çok sayıda kongre, sempozyum ve toplantılara katılmaya devam ettim. Tüp bebek ile ilgili çalışmalarım uluslararası arası arenada kabul gördü. En son Ankara Etlik Zübeyde Hanım Kadın Doğum Hastanesi Tüp bebek ünitesinde güncelleme eğitimlerine katıldım. “Tüp bebekten, doğuma” sloganı ile hassas çiftlerimizin yanında olmaya çalışıyorum. Çiftlerimizin Gaziantep’te kısırlık ve tüp bebek tedavilerini kendim yapmaktayım, alternatif olarak tüp bebek tedavisini İstanbul gibi diğer şehirlerde yapmak isteyenlerinde muayene ve hazırlık işlemlerine yardımcı oluyorum” açıklamalarında bulundu. 

‘GEBELİK SÜRECİNDE COVİD-19 SALGININA KARŞI MUTLAK SURETLE AŞI OLUNMASINI ÖNERİYORUZ’

Ovayolu, dünya genelinde yaşanan Covid-19 pandemi sürecinde gebelerin ve özellikle öncelikli hastalıkları bulunan gebelerin riskli gurup olduğunu ve mutlak suretle aşı olunması gerektiğini söyledi.  Tüp bebek tedavisi gördüğü sırada Covid enfeksiyonu geçirip tedavileri yarım kalan çiftlerin varlığından bahsederek aşı konusunda duyarlı olunması gerektiğine dikkat çeken Ovayolu, “Covid pandemisinde hastalarımızın ve özellikle gebelerimizin, tanı ile tedavilerine aktif olarak katkıda bulundum. Henüz kesin tedaviler bulunamadı. En etkin yöntemler hala korunmak ve aşıdır. Amerika ile Avrupa’daki sağlık örgütleri ve T.C. Sağlık Bakanlığımız, güncel bilgiler ışığında Covid 19 aşısının gebelikte de güvenli olduğunu bildirmektedir. Aşısı olmayan gebelere, kaçıncı ayda veya haftada olduğuna bakılmaksızın Covid aşısının yapılması öneriliyor. Özellikle daha önceden başka hastalığı olan bireyler (gebeler) daha yüksek riske sahip olup, daha dikkatli davranmalıdır. Tüp bebek sürecinin herhangi bir aşamasında aşılama yapılabilir. Özellikle tüp bebek tedavisi esnasında Covid enfeksiyonu geçirip, tedavisi iptal olan hastalar biliyorum. Böyle bir duruma düşmemek için, çiftin her ikisininde tüp bebek öncesi en kısa sürede aşılanmasını öneriyorum” dedi. 

‘GEBELİKTE ŞEKER YÜKLEME TESTİNİ ÖNEMSİYORUZ’

Ovayolu, yaşam şeklimizden kaynaklı olarak gebelerde en yüksek şeker oranının Gaziantep’te görüldüğünü söyledi.  Gebelikte şeker yüklemesinin hayati değer taşıdığına dikkat çeken Ovayolu, konunun önemini şu ifadelerle dile getirdi: “Gaziantep yemek kültürümüz yüksek kalorilidir. Gebelerimizde dâhil sporu ihmal ediyoruz. Dolayısı ile obezite, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıkları sıkça görülmektedir. Ayrıca, gebelikte ani ve aşırı kilo alınması ile ortaya çıkan gebelik şekeri Türkiye’de en yüksek sıklıkta Gaziantep’te görülmektedir. Gebelik şekeri neden bu kadar önemli sorusunun cevabı ise çok kritiktir. Gebelikte annenin şekerin yükselmesinin olumsuz etkileri olsa da; en önemli sorun gebenin aç kalması veya herhangi bir sebeple annenin kan şekerinin düşmesi sonucu, anne karnındaki bebeğin kalbinin durması ve kaybedilmesidir. Şeker yükleme testi yaklaşık bir dilim baklavadan daha az şekere denk gelecek şekilde, çay şekeri ve su karışımı ile (bir bardak limonata veya şerbet gibi) hazırlanmaktadır. Bu karışımın olumsuz etkisi olmayacağı açıktır. Yaklaşık 30 yıldır hiçbir hastada şeker yükleme testi ile kötü bir yan etki görmedim, bilimsel verilerde bunu desteklemektedir. Şöyle bir senaryo olasıdır; şeker yüklemesini yaptırmayan bir gebe kadın karnı burnunda büyük umutlarla doğumu beklerken, hiç beklenmedik şekilde bebeğini kaybettiğini öğrenir. Düzenli kontrollere giden ve gereken testleri yaptırdığını düşünen çift, neden aramaya başlar. Hâlbuki şeker testini yaptırmadığı için annenin şekerinin düşmesi nedeni ile kaybetmiş olabilir. Kısacası gebelikte şeker yükleme testini kesinlikle öneriyorum.   

‘ERKEN MENOPOZ SIKLIĞI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR’

Kadınlarda menopoz dönemi hakkında bilgi vererek ortalama 48-50 olan menopoz yaşının 20-30 yaşlarına kadar düşebildiğini söyleyerek alınması gereken önlemlerden bahseden Ovayolu, “Türkiye’de menopoz yaşı ortalama 48-50’dir. 40 yaşından daha erken olması ise erken menopozdur. Kadının yumurtaların azlığı veya yokluğu nedeni ile 20’li-30’lu yaşlarda iken doğurganlığın kaybı söz konusudur. Son yıllarda erken menopoz görülme sıklığı artış göstermektedir. Kesin sebebi bilinmemektedir, çok nadiren kendiliğinden düzelebilmektedir. Adet düzensizliği olan kadında, ultrasonla yumurta sayısının belirlenmesi ve kanda yapılan hormon testleri ile tanı kolayca konulmaktadır. En kısa sürede çocuk sahibi olmalar için, çözüm önerileri tüp bebek ve embriyo (bebek) dondurma tedavileridir. Bekâr bayanlar için ise yumurta dondurma önerilebilir. Böylece  “çocukta yaparım, kariyerde” sloganını gerçekleştirme olanakları olabilir” diye konuştu. 

‘İSTEĞE BAĞLI YUMURTA DONDURMASININ GENÇ YAŞTA YAPILMASINI TAVSİYE EDİYORUZ’

Kanser tedavisi gören kadınların aldıkları kanser tedavisinin ardından doğurganlık özelliklerinin kaybolabildiğini söyleyerek isteğe bağlı yumurta dondurması yönteminden bahseden Ovayolu, “Kanser hastalarında radyoterapi (ışın tedavisi) veya kemoterapinin (ilaç tedavisi) tedavilerinin olumsuz etkilerinden birisi de yumurta veya sperm sayısının azalması, yani doğurganlığın kaybıdır. Tedavilerden önce üreme hücrelerinin dondurulması, kanseri atlattıktan sonra çocuk sahibi olabilme şansı sağlıyor. Dondurma teknolojisindeki ilerlemeler yeni bakış açılarını da beraberinde getirdi. İş yaşamında kariyer yapma isteğiyle veya başka sebeplerle çocuk sahibi olmayı erteleyecek kadınların doğurganlığının yaşa bağlı azalması nedeni ile bu insanlara isteğe bağlı yumurta dondurması uygulanmaya başlandı. Fakat unutmamalıyız ki; yumurta dondurmayı ne kadar genç yaşta yaparsanız, başarı şansı o kadar yüksektir. Yumurta dondurması kararı veren kadınların en kısa sürede başvurması ve tedavisini başlamamız önemlidir” dedi. 

‘AŞI İLE HPV VİRÜSLERİNE KARŞI ÖNLEM ALMAK MÜMKÜN’

Ovayolu, Human Papilloma Virüsü’nün cinsel yolla bulaşan bir virüs çeşidi olduğunu ve toplumun yüzde 85’lik diliminin bu risk altında olduğunu söyleyerek HPV virüsüne karşı uygulanan aşının önemine dikkat çekti.  HPV aşısı ile bu tür virüslere karşı korunmanın mümkün olduğunu söyleyen Ovayolu, ” İnsan/Human Papilloma Virüsleri (HPV), genital siğillere, rahim ağzı kanserine (~%100 ilişkisi gösterilmiştir), makat kanserine, baş-boyun (burun, ağız, gırtlak) kanserlerine neden olabilmektedir. Cinsel temas ile geçen bir virüstür. Erkeklerde de penis kanserine neden olduğu gösterilmiştir. Covid19 veya grip virüsleri gibi HPV’nin de kesin bir tedavisi yoktur. Toplumun yüzde 85’i bu virüsler ile temas etmektedir, kısacası çok yaygındır. Kanser olduktan sonra uzun tedaviler yorucu, maliyetli ve başarısı azdır. HPV aşısı sayesinde bahsedilen kanserlerden korunmak mümkündür. 9 yaşının üzerindeki bireylerde veya ilk cinsel temastan önce, her iki cinsiyete de aşı önerilmektedir. Birinci dünya ülkelerinde, tüm çocuklara rutin olarak HPV aşısı yapılmaktadır ve yıllar içinde bu kanserlerde belirgin azalmalar ispatlanmıştır. En kıymetli varlıklarımız çocuklarımızı kanserden korumak için,HPV aşısını öneririm. Halkımızı HPV (kanser) aşısı hakkındaki bilgilendirme ise biz sağlıkçılara düşmektedir. Bu konuda sosyal medya hesaplarımdan da bilgilendirici paylaşımlar yapıyorum” ifadelerinde bulundu.

‘ERKEN TANI İLE KANSERDEN KORUNMAK MÜMKÜNDÜR VE TEDAVİ SÜRECİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR’

HPV virüsünün bulaşması ile insan vücudunda hissedilen değişikliklerden bahsederek alınması gereken tedbirlerden bahseden Ovayolu, “Cinsel ilişkiden sonra lekelenmesi veya kanaması olan kadınlarda, rahim ağzı kanserinden şüphelenmelidir. Ayrıca, memede ele gelen şişlik veya yaraların varlığı, meme kanserini düşündürmelidir. Menapozda olan kadının eğer kanaması olursa, kanser ihtimali yüksektir. Vagen çevresinde, kasık arasında anormal (ülsere) lezyonlar, kanser ile ilişkili olabilir. Erken tanı kanserden korunmak ve tedavisi için çok önemlidir. HPV aşısı ise oluşmasını engellemektedir. Aşı kadın kanserlerinde esas korunma yöntemidir. Yan etkisi yoktur. Hastanemizde aşı mevcuttur. Uygulaması kolaydır. HPV aşısı ve kanserin erken bulguları için hekimlerin dışında, tüm sağlık personellerimizin de halkımızın bilinçlendirilmesinde yardımlarını bekliyoruz” açıklamalarına yer verdi.

‘EBELERİMİZE, HEMŞİRELERİMİZE, ÖĞRENCİLERİMİZE VE YARDIMCI SAĞLIK PERSONELİMİZE EĞİTİMLERLE KATKIDA BULUNMAYI PLANLIYORUZ.’

Mesleki bilgilerini tüm sağlık personelleri ile de paylaştığına dikkat çekerek tıp biliminde gelişmeleri yakından takip ettiğini dile getiren Ovayolu, “Öncelikle hemşire ve ebe arkadaşlarımıza bu konuda bilgilendirmeler yapıyorum. Hasan Kalyoncu üniversitesinde Hemşirelik bölümünde öğrencilerimizin derslerine girerek, eğitimlerine katkıda bulunmaktayım. Gaziantep’teki üniversiteler başta olmak üzere, birçok üniversitedeki doktor meslektaşlarımla ve hemşire arkadaşlarımla beraber multidisipliner akademik çalışmalarıma devam ediyorum. Ayrıca, ebe arkadaşlarımızın gelişimlerine katkıda bulunmak için Gaziantep Ebeler Derneğini kurduk. Ebe arkadaşlarımızla beraber eğitim toplantıları planlamaktayız. Son yıllarda giderek artan bilgi birikimini düşünürsek; meslek içi eğitimlerin ve güncelleme eğitimlerinin çok önemli olduğu aşikârdır. Hem hemşire arkadaşlarıma, hem de ebe arkadaşlarıma yönelik eğitimlere devam etmeyi planlıyorum” dedi.

‘GAZİANTEP’İMİZİ TİCARET VE ÜRETİMDE OLDUĞU GİBİ SAĞLIKTA DA ÖNE ÇIKARMALIYIZ’

Ticaret ve üretimde ön saflarda olan Gaziantep’i sağlık üssü haline getirmenin en büyük hedefleri arasında yer aldığını söyleyen Ovayolu, “Ticaret ve üretimde iyi yerlerde olan şehrimizi, sağlık sektöründe de daha iyi yerlere getirmeliyiz. Liv hospital Gaziantep ailesi olarak; konforu, kaliteli hizmet sunumu ile birleştiriyoruz. Nitelikli bina alt yapısı, ileri teknoloji ürünlerinin kullanımı ve başarılı hekim kadrosu ile bu sürece katkıda bulunacağımızı düşünüyorum. Çeşitli üniversiteler ile direkt bağının olması, ortak laboratuvar hizmetleri, eğitim için ileri teknolojiye sahip seminer-kongre salonları ve profesyonel yöneticilik anlayışı ile eğitime ve gelişmeye önem vereceğiz. Tüp bebek ve diğer ileri düzeydeki hizmetleri artırarak, rekabeti tetiklemeyi ve Gaziantep’in kazanmasını istiyorum. Gaziantep halkının tercihi olmak en güzel ödülüm olacaktır” diye konuştu. 

Kaynak Linki = https://www.memohaber.com/haber/Temel-hedefimiz-sanayi-ve-ticaret-sehri-Gaziantepi-saglikta-da-tercih-edilen-sehir-yapmak-49710